Pasvak’ın Çal’da bir aşevi hizmeti açması ve imkanı kısıtlı çocuklar için bir sünnet düğünü planlaması, Menderes’ten Koyun Atlatma Çoban Bayramı, Çal festivaline hazırlık çalışmaları derken bu aralar memlekete sıkça gider oldum. Gözüm kulağım o tarafta ya, Baklan Belediye Başkanım Yusuf Gülsever bağcılık ve şarapçılık üzerine bölgede hizmet veren, alan ve bu sektör ile ilgili olan kesimleri çağırdığı davetiyeyi bana da atmış. Davete icap gerek dedik ve tuttuk Baklan Boğaziçi’nin yolunu. Sadece bağcıları, şarapçıları değil, Tarım İl Müdürü’nden, Turizm Kültür İl Müdürü’ne kamu kurumlarının temsilcilerini, ticaret odasından, ticaret borsasına oda yetkililerini orada gördük.
Gülsever Başkan Denizli’de yıllarca Tarım İl Müdürlüğü yapmış olmanın birikimi ile hem yöreyi, hem yöre sorunlarını, insanlarını ve etkin yetkin kurumları çok yakından tanıyor. Hemen her kişi ve kurum ile bir mazisi olduğu için böylesi gayri resmi bir toplantıya geniş katılım sağlamakta zorlanmıyor. Tebrik etmek lazım.
Bir orkestra şefi yönetimi göstererek tüm kesimlere tek tek söz verdi. Bağcı ve şarapçılar hem birbirlerinden, hem de kamudan beklentilerini açıkça ortaya koydular. Neler söylendi;
Menderesin akmıyor oluşu vadideki nemi ortadan kaldırdı, üzümün kalitesi ve aroması bozuluyor,
Yurt dışından şarap ithalatı hem bağcıyı, hem şarap üreticilerini vuruyor. Her geçen yıl çiftçiden alınan üzüm miktarı azalıyor, zira sabit pazara yeni ithal ürün giriyor.
Özel tüketim vergisi çok yüksek bari bu verginin % 15 kadarı müstahsil makbuzu karşılığı bağcıya verilsin de üretim desteklenmiş olsun.
Birkaç gün sonra, Pasvak’ın Çal yöresindeki çocuklar için gerçekleştireceği sünnet düğününün davetiyesini vermek için Gülsever Başkanımı bir kere daha arıyoruz. Bizi öğle yemeğine beklediğini söylüyor, vardığımızda İlçede tamamiyle şahsi çabaları ile kurulan Tarım lisesinin kız öğrencilerine yönelik yurt yapımı inşaatında buluyoruz kendisini. Başkanımın ne heyecanı, ne hevesi, ne gayreti ilk günden bu tarafa gram eksilmeden devam ediyor maşallah. Başkanlığa talip olduğunda Baklan eşrafına bir yemek vermiş ve aday adaylığını görüşlere sunmuştu. Beni de davet ettiği bu yemekte şöyle dediğimi hatırlıyorum;
“Bir tarım ilçesi olan Baklan’a Tarım İl Müdürlüğü yapmış bir başkan yakışır. Yöreyi bilir, sorunu bilir, insanı bilir en önemlisi nereden ne alınacağını bilir. Eğer başkan olur ise aşınız ve işiniz artar. Hangi partiden aday olursa olsun ben olsam Yusuf Gülsever’e destek veririm. “
Baklan’a vardığımızda gördük ki, Yusuf başkanım yemeğe bizim için Sulama Birliği Başkanı Çivrilli hemşerimiz İsa Buğday’ı da çağırmış. Yusuf Başkanım önce kendisi bir giriş yaptı;
Menderesten koyun geçirilecek ama mendereste su yok. Afyonda taşma esaslı yapılmış göletlerden su salınması imkanı da yok, ışıklı gölünden salınan suyu Dayılar civarında çiftçi sulama amacıyla alıkoymuş. Bu koşullarda sondaj kuyularından menderese su aktarılmasını teklif etmiş. Bu vesile ile Aşağıseyit’teki sondajın aktif ve verimli olmasına rağmen kullanılmadığı da ortaya çıkmış.
Şuracığa kendi notumu düşeyim ki, Menderesten Koyun Geçirme, Menderes’in haline dikkat çekebilmenin en garantili ve kestirme yoludur. Yöre bu koyunların ve bu bayramın kıymetini bilmelidir. Yusuf başkanım ile devam edelim.
Bölgede yapılan ve atıl durumda bulunan sulama kanallarına su verebilmek için, koyun atlatmada yaptığımız gibi, su bu sondajlardan menderese mevzi olarak akıtılmaya devam edecek. Aşağıseyit’ de yapılacak olan su sızdırmaz bir gölet vasıtası ile su istenildiği zaman sulama sistemine verilerek sulama işi Akkent’e kadar çözülecek. Bu noktada söz Sulama birliği başkanı İsa Buğday alıyor ve biz işten anlayan bir insanın ve bir işletmecilik anlayışının neleri değiştirebileceğini ağzı açık diniliyoruz.
“Göreve geldiğimizde gördük ki, bazı arazilere kapalı sistem sulama kurulmuş ancak işletilememiş. Mesela kışa borularda su ile girilmiş ve donan su boruları patlatmış. Sisteme hava girmiş ve bu fark edilmemiş yine patlamış. Patlaklar anında tespit edilememiş, su zayi olmuş. Tespit edilenler anında tamir edilememiş, çünkü stokta yedek parça bulundurulması ihmal edilmiş. Tüm bu sorunlar çözülünce suyun verimliliği artacak ve biz İsabey’den Akkent’e kadar tüm çal arazisini sulayacağız.”
Tekrar etmek istiyorum, hayal kurmak, proje yapmak, yatırım yapmak tamam da, işletme olmayınca hepsi çöp oluyor. Söylediğini gerçekleştirirse İsa Buğday’ın heykelini dikelim artık. Ne diyeyim
Yusuf Başkanım bizi seviyor, bizde onu seviyoruz, bu “Maharetli Başkanımızı” bir yazımız ile yörenin tarihine not düşerek bu sevgimizi gösterelim istedik…