Doomscrolling veya doomsurfing, Türkçe’ye “Felaket Kaydırması” olarak çevrilmiş ama “Kötü Haber Bağımlılığı” olarak karşımıza da çıkabiliyor.
Nedir bu “Yabancı” terim?
Bu terim aslında bize çok da yabancı değil. Türkiye’de yaşanan, hatta sıradan ve olağan bir etkinlik felaket kaydırması. Sanıyorum Orta Doğu’dan, kaostan, ekonomik krizden ve savaştan uzak, çocukların güldüğü, insanların geçim derdinin olmadığı ve bıyıktan, kıyafetten siyasi ayrımın yapılmadığı ülkelerden çıkagelen bir bağımlılık doomscrolling. Tam tanımına girmeden kısaca anlatmak gerekirse; buna, “Sosyal medyada üst üste kötü haberlere maruz kalma durumu” diyebiliriz.
Evet, şaşırmadınız değil mi? Bizim her gün yaşadığımız, artık alıştığımız daha doğrusu doğuştan alışkın olduğumuz bir olay. Yeni nesil haber alma araçlarında bilgiye anlık erişmenin sıkıntılarından biri olarak tanımlanıyor bu bağımlılık ve bazı ülkelerin gerçekten korkulu rüyası.
****
Tamamen kişisel düşüncem olarak bu bağımlılıktan zerre korkum yok. Kaldı ki biz coğrafya olarak bu durumu bağımlılıktan çok yaşam tarzı olarak benimsemişiz. Sadece sosyal medya değil konvansiyonel medyada da hatta eş-dost ve akraba buluşmalarında da aynı kötü olaylar konuşuluyor. Dedikoduların bile temel konusu kötü olaylar, kötü haberler.
Sadece durup bir dakika düşünmemiz yeterli en son ne zaman gerçekten iyi bir haber aldınız, sadece gerçekten iyi haberleri düşünün. Haberi nereden aldığınız hiç önemli değil, radyo, TV, gazete, sosyal medya fark etmez. Bakalım hatırlayabilecek misiniz? Ben çok düşündüm ama hatırlayamadım.
Sorun bizde yani haberi hazırlayan, takip edenlerde değil. Sorun sizde haberi okuyan veya maruz kalanlarda da değil. Sorun; olaylar silsilesinde sevgili okur. Bu felaket senaryoları ve haberleri bizim DNA’mıza işlenmiş o yüzden “her şey güzel”, her şey iyiyse bile kontrolümüz dışında gerçekleşecek kötü olaylardan korkmak bizim ata sporumuz. Bu gün çok güzel bir fikrinizi arkadaşınıza anlatsanız size önce negatif yönlerini ve neden olamayacağını söyler. Bunun da en yakın örneklerinden biri kesinlikle benim. Herhangi bir ortamda bana birisi bir fikrini açsa, planını anlatsa önce karşısına çıkabilecek olumsuzlukları ona anlatırım; çünkü ben önce karşıma çıkabilecek engelleri düşünürüm, çünkü biz savaşçı bir toplumuz, buna ister Mezopotamya, ister Anadolu adını verin bizim coğrafyamız savaşçı ve zorlu bir coğrafya ve hepimiz bu coğrafyanın genlerini taşıyoruz.
Diyeceğim o ki; doomscrolling bizim göbek adımız, felaket bizim yaşam tarzımız. Ilık koltuklarda oturan bazı ülkelere de bu bağımlılıktan bir an önce kurtulmaları için bol şans diliyorum. Güzel haberler sizlerle olsun!
Süper olmuş.Harika yazmışsın