Günde 100 ile 150 telojen saç dökülmesinin normal olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doktor Nihan Yüksel Çanakçı, “Yaygın dökülmenin en yaygın türü, büyüme fazdaki saç foliküllerinin erkenden istirahat faza geçtiği ve 2 ila 3 ay sonra telojen fazın sonunda saç dökülmesinde gözle görülür bir artışa neden olan telogen effluviumdur” dedi. Saç dökülmelerinin kıl kökünde kalıcı hasar dokusu bırakan ve bırakmayan olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade eden Dr. Çanakçı; “Kalıcı hasar bırakanlar genellikle inflamatuvar süreçler nedeniyle olur. Lupus, liken planus gibi hastalıklar, şiddetli kistik sivilceler gibi durumlar saçlı deride ve kıl kökünde hasar yaparak bir daha saç çıkmasını engelleyecek şekilde bir saç dökülmesine neden olur. Kıl kökünde kalıcı hasar yapmayan, fazlarda bozulmalar nedeniyle oluşan saç dökülmelerini ise daha sık görürüz. Bu tür dökülmelerde genetik durumlar veya vücudun genelini ilgilendiren bir durumdan kıl köklerinin de etkilendiğini görüyoruz” diye konuştu.

“Mevsimsel değişiklikler ve stres de saç dökülmesine yol açabilir”

Saç dökülmesinin genetik faktörler nedeniyle olabildiğini ve buna “erkek tipi saç dökülmesi” denildiğine değinen Dr. Çanakçı; genetik sebep göstermeyen yaygın saç dökülmelerinin sebeplerini “Mevsimsel değişiklikler, stres, gebelik, travma, kronik hastalıklar, ateşli hastalıklar, ameliyat gibi vücutta stres oluşturan uygulamalar, besinsel eksiklikler örneğin ağır diyetler, vitamin eksiklikleri, kansızlık, tiroid fonksiyon bozuklukları tiroid bezinin hem az çalışması hem çok çalışması, diğer hormonal bozukluklar, karaciğer veya böbrek yetersizliği, bağırsak hastalıkları ile çeşitli ilaç tedavileri” olarak sıraladı.

“Günde 100-150 telden fazlasına dikkat”

Dr. Çanakçı, “Genetik yatkınlık nedeniyle oluşan erkek tipi saç dökülmesinde her iki şakak çizgisinde açılma, alın çizgisinde geriye doğru çekilme, zamanla saçın arka tepesinde seyrelme ve genel kelleşme görülebilir. Kadınlarda ise daha çok tam tepe bölgesinde merkezden yanlara doğru çam ağacı gibi seyrelme görülür” dedi. Günde 100-150 telden fazla saç dökülmesi ile muayene sırasında 25-50 saç telinin sıkıştırılmasıyla yapılan saç çekme testinde 10-15 saç teli gelmesinin dikkate değer bir saç dökülmesi olduğunu sözlerine ekledi. Saç dökülmesi tedavisinin öncelikle dökülme tipine ve kişiye göre belirlendiğini belirten Dr. Çanakçı; “Eğer tiroid veya kansızlık gibi bir durum varsa, öncelikle bu hastalıklar tedavi edilmeli. Sonra ana tedavimiz minoksidil içerikli spreylerdir. Bu uzun süre kullanım gerektirir. Etkisini zaten 3-4 ay sonra görmeye başlıyoruz en az 1 sene düzenli kullanım öneriyoruz” dedi.

“PRP, mezoterapi ve kök hücre tedavi seçenekleri var”

PRP, mezoterapi, kök hücre gibi yöntemlerin her tip saç dökülmesinde uygulandığını dile getiren Dr. Çanakçı, “PRP’de de mezoterapide de etki görebilmek için 2-3 hafta aralıklarla minimum 3-4 seans uygulama öneriyoruz. Kök hücre uygulamasında ise ensede saçlı deriden aldığımız küçük parçaları özel bir cihaz ile küçük partiküllere ayırarak çoğaltıyoruz, bir sıvı elde ediyoruz ve bunu dökülen bölgelere enjekte ediyoruz. Bu işlem tek seans uygulanıyor. Etkisini ortalama 3 ay sonra daha net görüyoruz. Dökülme şiddetine göre ihtiyaca göre yine mezoterapi-PRP seansları sonrasında ekleyebiliyoruz” diye konuştu.

“Saçları da güneşten korumak gerekir” Saçların, tozlu, kirli, havasız ortamda çalışma kepeklenme, hızlı yağlanma gibi durumlardan etkilendiğine değinen Dr. Çanakçı, bu durumlarda parabensiz, sülfatsız şampuanlarla günlük yıkama, kepeklenme-yağlanma karşıtı şampuanları tavsiye etti. Özellikle yaz aylarında güneşin saç yapısında yoğun bulunan keratine zararlı etkisine dikkat çeken Dr. Çanakçı “Güneşten şapka ile korunmak ve güneş koruyucu saç spreylerinden kullanmak yararlı olabilir. Saçı besleyici nitelikteki yağlardan duş öncesi/sonrası uygulanabilir. Haftada 1 veya 2 keratin bakım yapılabilir. Bunlarla beraber fazla ısıl işlem uygulamamak, ev tipi fön/maşa cihazları çok kullanmamak gerekir” dedi.

Editör: TE Bilisim