Sevgili Osman,
Geçen yıl gerçekleşen “Güneyliler Buluşuyor” etkinliğinde, sizin de resimlerinizi izleme olanağı buldum. Resimlerinizi çok beğendim. Etkinlikte, resimlerinizin çok dikkatle ve hayranlıkla izlendiğini gördüm. Sizin sanatsal başarınız, bir komşu olarak beni çok mutlu etti.
Resimler, Güney’in (Burdur) sanatsal olarak ifade ediliş biçimiydi. Bu resimlerde Güney'in üretim içindeki yaşamı çok iyi yansıtılmış. Ben o resimlerde sizin köydeki evi, Koca Kavağı, Aşağı Cami'yi, çayırda harman kaldıranları, pekmez kaynatanları, bağ belleyenleri, rahmetli Nalbant Arif Dayı'nın evini ve dükkanını, Küçük Çayır'da top oynayanları... gördüm. Bu sanatsal yansıtma karşısında deyim yerindeyse büyülendim.
Bir ressamın köyünü anlatması, konularını doğup büyüdüğü yerlerden seçmesi ne güzel! Sanat, yaşamı bir şekilde yansıtmadır. Bu yansıtma işini, çok ustalıkla yapmışsınız. Köy yaşamı tüm doğallığıyla gözlerimizin önüne geliyor. Yansıtma işini her sanatçı farklı biçimlerde yapar.
Bazıları sözle, bazıları seslerle, bazıları taşı yontarak, bazıları tiyatroyla, bazıları dansla yapar. Siz fırçanızı bu büyülü uğraşta kullanmışsınız. Özcesi yaşadığınız bir döneme tanıklık etmişsiniz. Sizin resimleriniz Güney'i tanımada vaz geçilemeyecek sanat verimleri haline geldi.
Benzer resimleri çok izledim; ama sizinki çok ayrıksı bir yer kaplıyor. İnsan kendi yaşamını yansıtan sanat yapıtlarını görünce çok etkileniyor.
Resimlerinizde Güney ve Güneyliler karşımda capcanlı duruyor. Güçlü bir fırçanız var; bu fırça Güney yaşamına dokunup geçmeden olmazdı. İnce, duyarlı, şiirsel bir anlatımınız gözümüzün önünde Resimlerle Güney ancak bu kadar güzel anlatılabilir; siz bunu başarmışsınız.
Resimlerinizi izlerken sevindim, mutlu oldum ve gülümsedim. İzleyiciler kadın erkek konuşa konuşa, yorumlaya yorumlaya içtenlikle bakıyorlardı. Çünkü o resimlerde kendilerini gördüler. İçtenliğiniz, sevginiz ve sıcaklığınız resimlere yansımış.
Sevgili Osman ( Akşit ), seni buradan selamlıyor ve başarının devamını diliyorum.
Kalemine sağlık...