Geçtiğimiz hafta FED faiz kararını açıkladı ve beklentilere paralel şekilde politika faizinde bir değişikliğe gitmeyerek faizi yüzde 5-5.25 aralığında sabit tutmuştu. Sonrasında gözler görev değişiminin ardından ilk kararı açıklayacak olan TCMB’nin faiz kararına çevrilmişti. Geçtiğimiz ay Merkez Bankası, politika faizini değiştirmeyerek Mayıs ayında yüzde 8,50'de sabit tutma kararı almıştı. Yönetimde yaşanan değişikliklerin ardından faiz artışı olacağı yönündeki beklenti güçlenmiş durumda idi. 22 Haziran yani bugün 14.00 da TCMB, Para Politikası Kurulu Haziran ayı olağan toplantısında politika faizini yüzde 15 e arttırma kararı aldı. Mart 2021 den bu yana 1050 baz p indirim sonrası bu ilk artış oldu. Piyasa biraz daha fazla bekliyordu desek yanlış olmaz. Bu toplantıda faiz kararı kadar nasıl bir ekonomi politikası izleneceğine dair sözlü ve yazılı yönlendirmelere ilişkin ipuçları da önemliydi. Rapordan faizi kademeleri olarak ve gerektiğinde biraz daha artıracağım sinyalleri de aldık. Aynı zamanda enflasyonla mücadelede kararlı ve etkin parasal sıkılaştırmaya başlıyoruz denildi. Ne anlayalım?

Malumunuz Faiz oranı, enflasyon ve döviz kuru arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Uygulanan politikalarla bu unsurlar arasında bir denge sağlanmaya çalışılıyor. Faiz oranlarının yükselmesi borçlanmayı daha pahalı hale getireceği için enflasyonu kontrol etmeye yardımcı olmaktadır. Merkez bankası açıklamalarından yüzde 5 enflasyona ulaşma adına kararlı para politikası çabaları izleyeceğimiz görünüyor. Politika faiz oranı, Merkez Bankasının para arzını yönetmede kullandığı araçlardan biridir. Politika faizi yükselirse döviz kurunun kısa veya orta vadede genel olarak azalması, bir süre aşağı dalgalanması beklenir. Kurun azalması beraberinde altın fiyatlarında da düşüşe neden olur. Dolayısıyla faiz kararı ardından gram altın yatırımcıları için alım fırsatı oluşabilir. Faiz arttırımıyla birlikte ilk planda döviz kurunda bir gevşeme olması muhtemel. Diğer yandan CDS’in geri çekilmeye devam etmesi ve TL lehine hareketlerin yaşanması döviz açığı bulunan şirketlere göreceli olarak rahatlama sağlayacaktır. Ancak döviz kurundaki bu gevşemenin kalıcı olması ülkeye yabancı para girişinde istikrarın sağlaması ile mümkündür. Aksi takdirde bu gevşeme belirli bir noktada stabilize olduktan sonra önümüzdeki dönemde tekrar artma eğilimine girecek, buna paralel olarak da altın fiyatları yükselecektir. Bunun dışında altın fiyatlarının belirlenmesinde dünyadaki gelişmeler önemli. Altın fiyatlarında özellikle FED’in Temmuz ayı faiz kararına bağlı olarak dalgalanmalar görülebilir. FED haziran ayı politika faizini sabit bırakmasına karşın faiz artışlarına devam edebileceği yönlendirmesinde bulunmuştu. FED faizi arttırması durumunda dolar kısa ve orta vadede değer kazanır, dolar arzında azalma olacağı için dolar diğer para birimleri karşısında değer kazanacaktır. Altın fiyatı uluslararası piyasalarda dolar cinsinden fiyatlandığı için dolar değer kazandıkça ons altın fiyatı azalacaktır. Bu nedenle FED'in faiz arttırması altın fiyatlarının gerilemesi yönünde etkide bulunabilecektir.

Türkiye için üzerinde durulması gereken bir diğer husus cari açık. Türkiye’de cari açık artmaya devam ediyor. Döviz kurlarındaki azalış ve enflasyon nedeniyle maliyetlerdeki artış ihracat hedeflerine ulaşmada zorluğa sebep olabilir. Yaptığımız açıklamaları bir arada değerlendirdiğimizde Merkez Bankasının faiz artış kararı hem kurda hem de altın fiyatlarında belli bir dönem için de olsa aşağı yönlü dalgalanmaya sebep olması son derece yüksek bir ihtimal gibi görünüyor. Artış sonrası girecek yabancı sermayenin büyüklüğü ve akışında stabilizasyonun sağlanması özellikle dövizi belli düzeyde tutma anlamında önemli olacak.

ERSAN ÖZ