İnsanın başına ne gelirse dilinden geliyor. İyi ya da kötü… Düşüncelerimize, zihnimizde zincir vurabilir ve esir tutabiliriz. Fakat düşüncelerimiz, sözler aracılığıyla ağzımızdan çıktığı andan itibaren onun esiri olup çıkıveririz. Bu sebeple her doğru her yerde söylenmez. Görülen her yanlış da ulu orta zikredilmez. Ağzımızdan çıkan sözlere her an dikkat etmemiz gerekir ki, biz onun esiri olmayalım. Bir söz öyle bir an gelir ki dua niyetine geçebilir. Bir arzu, bir talep, bir yakarış veya bir isyan… Bizi olduğumuz durumdan alıp farklı durumlara sevk edebilir.

Öyle ki, ilk halîfe Hazreti Ebu Bekir, boş bir şey konuşmamak için ağzına taş koymuştur. Onun için “ya hayır konuş, ya da sus” buyurulmuştur. Neticede hep şer konuşan biri için dili afet olabilir. Her daim güzel konuşabilene de afiyetler olsun demekten başka sözümüz olamaz.

Bu aktardıklarımı daha iyi kavrayabilmek için güzel bir misal ile pekiştirelim dilerseniz. Ferîdüddin Attâr hazretlerine atfedilen çok güzel bir misal var.

Günlerden bir gün adamın biri, “günde iki ekmeğim olsa hiç çalışmasam, yatıp dursam” dermiş. Bir demiş, iki demiş… Derken bir gün bir suça karışmış ve doğruca zindana atılmış. Zindanda ne yapacak? Çalışmak etmek yok. Ama ekmek var! Aynen söylenip durduğu gibi sabah akşam günde iki somun ekmeği olmuş. O kadar… Misal bu ya, işte Ferîdüddin Attâr hazretleri de buyurmuş ki; “Her insanın nasibi, hayali kadardır...”

Düşüncelere, sözlere, hareketlere söz geçirmek zor, evet. Ama tekrar ettiğimiz sözlere her an dikkat etmemiz gerekiyor. Düşüncemiz, niyetimiz ve sözlerimiz hayırlı olsun ki neticesi de güzel olsun. “Ağzını hayra aç” diye boşuna dememişler…

Söylediklerinize, düşüncelerinize duygularınıza, davranışlarınıza, alışkanlıklarınıza, değerlerinize, karakterinize ve bütün bunlara etki eden hayatınıza dikkat etmek, sizin şahsiyetinizi belirleyen temel unsurlardır. Dolayısıyla niyet hayr olursa, akıbet de hayr oluyor sevgili dostlar…

Kelâm-ı kibâr: Sana senden olur her ne olursa, başın selamet bulur dilin durursa. Göz iki, kulak iki, ağız tek. Çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek…