Çevresel bozulmanın ve devam eden iklim değişikliği tehdidinin ortaya çıkardığı manzara çarpıcı biçimde dikkat çekiyor. Tüketiciler daha sürdürülebilir uygulamalar talep ediyor, yatırımcılar ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) faktörlerine öncelik veriyor ve hükümetler düzenlemeleri sıkılaştırıyor. Değişen bu ortamda, CDP raporlaması bu değişikliklere ayak uydurmak ve çevresel sorumluluklara olan bağlılıklarını göstermek isteyen işletmeler için hayati bir araç olarak ortaya çıkıyor.

Çevresel Performansta Şeffaflık Dönemi

Eskiden Karbon Açıklama Projesi olarak bilinen CDP raporlaması, küresel çevresel veri açıklama sistemidir. Şirketler ve kent otoriteleri, sera gazı emisyonları, su kullanımı ve ormansızlaşma gibi alanları kapsayan çevresel etkilerine ilişkin verilerini bu platformda açıklıyor. Bu bilgiler daha sonra yatırımcılar, hükümetler ve tüketiciler tarafından bir şirketin ya da kentin çevresel uygulamalarını değerlendirmek için kullanılıyor.

Yatırımcı talepleri, mevzuat baskısı, tüketici tercihleri, risk yönetimi, karşılaştırmalı değerlendirme ve sürdürülebilir bir gelecek inşaası CDP raporlamasının öneminin giderek artmasına katkı sağladı.

Yatırımcılar, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) faktörlerini karar alma süreçlerine giderek daha fazla entegre etmeye başladı. CDP verileri, bir şirketin çevresel riskleri ve fırsatları hakkında kıymetli bilgiler sağlayarak yatırımcıların uzun vadede kazanımları ve kayıplarını belirlemesine imkan sunuyor. Yüksek CDP puanları ile üstün finansal performans arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koyan çalışmalar bulunuyor. Ayrıca Dünya genelinde hükümetler de artık bu raporlamalar konusundaki katı düzenlemeleri yürürlüğe koyuyor.

Çevresel verileri toplama ve analiz etme süreci, iyileştirecek alanları ortaya çıkardığından maliyet tasarrufuna ve operasyonel verimliliğe de yol açıyor.

Kentlerin Sorumluğunda İklim Eylemi Nasıl Olmalı?

Aynı zamanda kentlerin de küresel ekonomide ve sera gazı emisyonları konusundaki katkıları göz ardı edilemeyecek seviyede. CDP programı sayesinde, kentlerin çevresel şeffaflık ve iklim eylemleri alanındaki CDP Şehirler A Listesi öne çıkıyor. A Listesindeki şehirler güçlü yönetişime, iddialı emisyon azaltım hedefine ve kapsamlı iklim uyum planlarına sahip. CDP tarafından tanınıyor olmak, kentin profilini yükselten ve yatırım fırsatlarını arttıran bir etmendir. İstanbul’un Kadıköy İlçesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi A Listesinde ülkemizden yer alan şehirler. 2022 yılında Paris ve Atina gibi büyük başkentler de CDP A Listesine girdi.

İklim projelerinin finansmanına kaynak olunması, yenilenebilir enerji yatırımlarının artması ve kentlerin iklim değişikliğine olan direncinin artması gibi alanlar, CDP raporlamasının kentler üzerindeki değişiminin mimarı olacak somut örnekler arasında yer alıyor.

CDP raporlaması bir uyumluluk uygulaması olarak düşünülüyor olabilir, ancak ileri görüşlü şirketler ve kentler bunun stratejik değerinin çok farkında. Artan itibar, iyileştirilmiş tedarik zincir yönetimi, yenilik ve verimlilik ve değişen iklim koşullarına sağlanan uyumla daha dirençli olunması, CDP raporlamasının sağlayacağı katkılar olarak sayılıyor.

CDP raporlaması sihirli bir değnek değil ancak kentlere, iklim geleceklerinin sorumluluğunu üstlenme gücü veren güçlü bir araçtır. Kapsamlı bir sürdürülebilirlik stratejisinin kritik unsurudur. Şeffaflığı ve işbirliğini teşvik ederek ve yatırımı çekerek; kentlerin düşük karbonlu bir geleceğe geçiş yapmasına ve daha sürdürülebilir bir dünya inşa edilmesine yardımcı olacaktır. Son olarak, daha sürdürülebilir bir gezegen olabilmek için 5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlu olsun.